SOSYAL MEDYA HESAPLARIMIZ

MOBİL UYGULAMALARIMIZ

Bi Haber

Paylaş
veya
aşağıdaki bağlantıyı paylaşın:
Anasayfa » Teknoloji » NASA Uyduları Korkuttu – Dünya Neden Giderek Kararıyor

NASA Uyduları Korkuttu – Dünya Neden Giderek Kararıyor

Uluslararası Havacılık ve Uzay Ajansı (NASA) ve Ulusal Okyanus ve Atmosfer İdaresi (NOAA) uydularından gelen 24 yıllık veriler, gezegenimiz hakkında endişe verici bir gerçeği ortaya koydu.

Yayınlanma:
Güncellenme:
NASA Uyduları Korkuttu – Dünya Neden Giderek Kararıyor

Dünya’nın ışığı yansıtma (albedo) özelliği azalıyor ve gezegenimiz giderek kararıyor. Bu durum, sadece bilimsel bir gözlem değil, aynı zamanda iklim değişikliği ve enerji dengesi açısından kritik sonuçları olabilecek, milyonları ilgilendiren bir uyarıdır.

NASA Langley Araştırma Merkezi’nden Norman Loeb öncülüğünde yapılan ve saygın Proceedings of the National Academy of Sciences (PNAS) dergisinde yayımlanan bu çalışma, teknoloji ve uzay bilimlerinin, Dünya’nın kırılgan dengesini izlemedeki hayati rolünü bir kez daha kanıtlıyor.

Dünya’nın Kararması Ne Anlama Geliyor?

Bir teknoloji editörü olarak, bu “kararma” terimini açıklığa kavuşturmak gerekiyor:

Albedo (Yansıtma Yeteneği): Albedo, bir yüzeyin üzerine düşen Güneş ışığını ne kadar yansıttığının ölçüsüdür. Yeni kar yağmış taze bir buz tabakası yüksek albedoya (çok ışık yansıtır), koyu okyanuslar veya ormanlar ise düşük albedoya (çok ışık emer) sahiptir.

NASA Veri Analizi: NASA ve NOAA’nın uyduları (özellikle CERES gibi radyasyon denge sensörleri), Dünya’nın ışığı yansıtma oranının son 24 yılda azaldığını, yani daha fazla Güneş enerjisini emmeye başladığını gösteriyor. Emilen her fazla enerji birimi, gezegenimizin ısınma hızını artıracak bir faktördür.

Asıl Endişe: Kuzey Yarımküre’deki Hızlı Kararma

Araştırmacılar, kararma eğiliminin küresel olduğunu, ancak Kuzey Yarımküre’de çok daha hızlı ilerlediğini tespit etti. Bu asimetrik ilerleme, bilim insanlarını asıl endişelendiren kısımdır. Bu hızlı kararmayı tetikleyen iki temel faktör üzerinde duruluyor:

1. Buzulların Erimesi (Yüksek Albedo Kaybı):

Kuzey Kutbu ve çevresindeki buzulların ve deniz buzlarının erimesi, yüksek albedoya sahip parlak yüzeylerin yerini, düşük albedoya sahip koyu mavi okyanus yüzeylerine bırakmasına neden oluyor. Koyu yüzeyler daha fazla ısı emer ve bu da daha fazla buzun erimesini tetikleyerek bir Geri Besleme Döngüsü yaratır. Bu, gezegenin kendi soğutma mekanizmasını kaybetmesi anlamına gelir.

2. Azalan Bulut Örtüsü ve Aerosoller:

Kuzey’deki kararmaya yol açan ikinci önemli faktör, azalan bulut örtüsüdür. Bulutlar, Güneş ışığını uzaya geri yansıtarak Dünya’yı serin tutan kritik yapılardır.

Araştırmacılar, Kuzey’de bulut oluşumunu tetikleyen aerosollerin (hava kirliliği kaynaklı küçük parçacıklar) azalması ile bu durumun ilişkili olduğunu düşünüyor. Temiz hava politikalarıyla aerosollerin azalması beklenirken, ironik bir şekilde bu durum, daha az bulut oluşumuna ve dolayısıyla gezegenin daha fazla ısınmasına yol açabilir.

 

İlgili Haberler

Ay’a nükleer köy! Tarih de verildi
Teknoloji
Ekim 1, 2025
Ay’a nükleer köy! Tarih de verildi

NASA Başkanı Sean Duffy’nin vizyonu, Apollo görevlerinin kısa süreli ziyaretlerinin çok ötesinde. Duffy, insanlığın Ay’a kalıcı olarak yerleşmesini sağlayacak olan bu projenin temelini sürdürülebilir enerji ve kendi kendine yetebilirlik üzerine kurduğunu belirtti. Neden Nükleer Enerji? Ay’da uzun süreli yaşamın önündeki en büyük engel enerji ihtiyacıdır. Ay’ın iki haftalık uzun geceleri, Güneş enerjisi gibi geleneksel çözümleri […]

Mutfakta yeni dönem: Dünyanın ilk ultrasonik şef bıçağı geldi
Teknoloji
Eylül 27, 2025
Mutfakta yeni dönem: Dünyanın ilk ultrasonik şef bıçağı geldi

C-200’ün en önemli özelliği, saniyede 40 bin mikro titreşim üretmesi. Bıçağın sapında yer alan piezoelektrik kristaller, düğmeye basıldığında enerji üretiyor ve bu enerji bıçağın metal gövdesine aktarılıyor. Bıçak, yalnızca 10 ila 20 mikron arasında ileri-geri hareket ediyor; bu mesafe, bir tuz tanesinin genişliğinin dörtte biri kadar. Ancak bu mikro hareketler saniyede on binlerce kez tekrarlandığında, […]